“Kurtlarla arkadaş ol ama elinden baltayı asla bırakma”
Rus Atasözü
Öyle bir zaman içinde yaşıyoruz ki “at izi it izine karışmış” sözü bunu en iyi ifade eden gerçeğin ta kendisidir. Güzel ülkemizin, Türki Cumhuriyetlerin ve İslam dünyasının bugün içinde olduğu durum bunun en bariz örneğidir.
Kardeşi Habil’i öldüren ilk zalim Kabil’in kirlenmiş artıkları tarih boyunca değişik isim, grup, sözüm ona devlet ve yine sözüm ona milletler olarak her daim daha çok para, daha çok toprak, daha çok güç için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.
Yazımın tam burasında değerini yaşarken bilemediğimiz ama ağzından çıkan her sözü bizlere yol haritası olan, görev yaptığı altı aylık süreçte ülkemizi en güzel şekilde idare eden, ücret dengesizliğini gideren, israf musluklarını kapatan, liyakati ve adaleti esas alan büyük fikir ve siyasi deha Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı anmamak olmaz.
Türk İslam dünyasının dertlerini kendisine dert edinen ve eminim ki geceleri rahat uyuyamayan bu liderimizin o zamanlarda en çok dile getirdiği malum sözüm ona iki devleti işaret etmesi bugün geldiğimiz noktada ileriyi bu kadar iyi gören ve olacakları analiz eden muhteşem bir beynin tezahürüdür.
Bugün bizler o muhteşem insanın;
“8 milyonluk zalim için 1,5 milyar Müslüman eğer ebabil bekliyorsa, ebabiller gelse onları değil bizleri taşlar” daha da muhteşem bu sözünü eğer iyi idrak edebilseydik bugün o güruhun esamisini göremezdik.
Başka bir tabir ile eğer bugün 1,5 milyar sözüm ona Müslüman millet bir olsa ve hepsi bir ağızdan kuvvetli tükürebilse o malum zalim güruhun yine esamisi olmaz ve tarihin çöplüğünde kaybolur gider.
Gelelim başka bir noktaya ve yüzde doksan küsuru sözüm ona Müslüman olan memleketimize. İnandığı gibi yaşamayan yaşadığı gibi inanmaya başlar sözü paralelinde maalesef kâfir dediğimiz ülkelerde dahi üçüncü sayfa haberi olarak göremeyeceğimiz durumlara şahit oluyoruz.
Kadına, çocuklara, masum hayvanlara şiddet, üçkâğıtçılık, liyakatsizlik, hak ve haram yemek, taciz, tecavüz, çıplaklık, vatana ihanet, fikirlere tahammülsüzlük, yediği kaba pislemek gibi daha birçok menfi olaylar maalesef bizim hayatımızın hemen her gününde yaşanası şeyler.
Yine yazımın burasında aklıma gelen bir manidar karikatür geliyor gözlerimin önüne ki şöyle tarif edeyim;
Domuzun biri vurmuş sırtına heybesini yola çıkmış. Arkadaşı olan diğer domuz kesmiş yolunu ve nereye gittiğini sormuş. O da şöyle cevap vermiş;
“Vallahi bir Müslüman ülkeye iltica ediyorum. Orada her fuşkiyi yiyorlar ama bir bizleri yemiyorlar…”
Evet, saygıdeğer okurlarım bu yazı belki biraz ağır oldu ama maalesef durum bundan ibaret. Bizler bebek katilleri bu zalim devletlere ve grupları hemen her gün kuru kuruya telin yapsak, onlara bağırsak, kilometreler yürüsek, sövsek, saysak çare değil. Yazımın bu son bölümünde yine değerini maalesef şehit edildikten sonra anladığımız Merhum Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun şu manidar sözü ile bitirelim;
“Firavun’a küfretmek yetmez, Musa’nın da yanında yer almamız gerekiyor.” Zira bize bizden başka asla dost yoktur, olamazda.