Gümüşhane Haberleri
2025-02-23 17:19:47

GÜMÜŞHANELİ ALLAH DOSTLARI

İsmail Hayal

ismhayal29@gmail.com 23 Şubat 2025, 17:19

Harabat ehlini hor görme Zakir,
Defineye malik viraneler var.
Erzurumlu İbrahim Hakkı

GÜMÜŞHANELİ ALLAH DOSTLARI

Bir beldeyi ayakta tutan maddi ve manevi kaynakları vardır. Bu maddi dediğimiz kaynaklar ekonomik anlamda o beldenin insanlarının geçimini, iaşesini, kalkınmasını, refah seviyesini, yaşam kalitesini artıracak olan ticareti, tarımı, turizmi ve sanayisidir. Diğer taraftan manevi kaynakları da vardır ki bunlar o beldenin eğitimi, inancı, ahlakı, kültürel değerleri, folklorudur. Her ikisinde de insan ben merkezli olarak ait olduğu toplumu, beldeyi kalkındırmak orta payda olarak yer alır.

Bu köşe yazımda ben Gümüşhane’de geçmişte iz bırakan, günümüzde bizlerle yaşayan, toplumun merhametine ve sevgisine ihtiyacı olan isimlerini kısaca işleyeceğim.

İlkin bu şehirde iz bırakan Allah dostlarından biri olan Bıcık Aydın’dan bahsetmek isterim. Gümüşhane'nin ’geçmişte küçük büyük herkes ve her kesim tarafından baş tacı ettiği Bıcık Aydın memleketimizin rengi, neşesi ve sağlam bir dayanağıydı. 2000 yılında 60 yaşında vefat ettiğinde Kemaliye Camii’nde mahşeri bir cemaat tarafından Emirler Mezarlığı’na yolcu edilmişti.

İkinci isim olarak taraflı tarafsız tüm Gümüşhane’nin gözbebeği olan Torullu Hadi’dir diyebilirim. Özellikle gelen her vali ile muhabbeti derin olurdu. Kendi halinde aslında çok zeki bir hemşerimizdi. Bir keresinde vali önde giderken yüksek sesle;

“Şimdi vali bilse ki Hadi’nin harçlığı yok, dönüp harçlık vermez mi” diye söylenir. Vali arkasına döner bakar ki Hadi. Çıkarır o zamanın en büyük kâğıt parasını uzatır. Hadi bu sefer de;

“Ey ben size demedim mi..?”

Üçüncü Allah dostu Bahçecikli Selami diyebiliriz. Siyah çizgili takım elbise, boynunda kravat, elinde telsize benzeyen radyosu hemen her gün valilik önünde sala çekmekle meşgul. Bir keresinde yabancı plakalı araba park ederken öyle bir düdüğü üfler ki adam onu görevli zanneder ve uzaklaşır. Selami peşinden gider adam neredeyse terminale ulaşır. Bakar ki arkasında koşar adım Selami gelmekte. Camdan kafayı uzatır ve;

“Yahu memur bey şehri terk ettim neden hala peşimden geliyorsun..?”

Bir diğer ve en önemli isim Kovlu Datdav Hamdi’dir. Bir bakarsın Kemaliye Camiinde, bir bakarsın kurtuluş günü veya festivalde halay başında. Şehre bir yabancı özellişkle siyasetçi geldi mi Hamdi ilkin haberdar olur ve mutlaka cukkasını alır. Her Allah’ın günü pantolu, gömleği yırtar ve dalar bir dükkândan içeri. İstersen verme.  

Selami ile Hamdi bir gün tesadüfen valilik önünde karşılaşırlar. İkisi de birbirinden hoşlanmadıkları için başlarlar kavgaya. Etraftakiler onları ayırırlarken Hamdi orada bulunanlara dönerek Selami’yi gösterir ve eliyle terelelli işareti yaparak şöyle der;

“O mu, delii, deliii…!”

Pantolonun paçaları sürekli çorabı içinde boynunda kravatı, kafasında sekiz köşe kasketi ile bu şehrin bir diğer rengi Bahçecikli Mahmut idi. Kendi halinde, tertemiz bir ağabeyimizdi. Bunda üç beş sene evvel Emirler’den yukarı evine doğru çıkarken bir köpekten korkup kaçmaya başlar ve eve kendini zor atar. Oracıkta kalp krizinden vefat eder.

Bir diğer isim Mahmut’un akrabası olan hemen hemen onun boyu ve giyiminde, Kemaliye camiinin devamlı müdavimi Ergün. Camide o varken kimse ses çıkaramaz hemen bağırarak onu susturur. 

Ve Bayburtlu Ahmet. Bildiğiniz gibi onun hakkında köşe yazım var. Hırpani bir vaziyeti, üstünde genellikle kamuflaj montu, montun her tarafında mutlaka bulup buluşturduğu aksesuarları, elinde bir halı parçası akşama kadar Fatih Parkında bir bankta oturur ve kendi yaptırdığı küçük masada karton bardaktan ılık çayını yudumlar ve gelen geçenden “Abiii, bana yirmi lira ver” diye bağırır. Bozuk paraları asla kabul etmez. İhtiyacı olana borç verir, kazandığı paradan hemen her camiye bir bağışı mutlaka vardır. TGRT radyosu dinler, her yerden ve bilhassa Trabzonspor’dan haberleri ondan alırdınız. Şimdi doğduğu Bayburt’un Aydıntepe’de ikamet etmektedir.

Bir keresinde düğün arabasının önünü keser ve kaputun üzerine uzanır. Damatın yakınlarına bağırır;

“Bana elli lira veeeer!”

Damadın babası elini cebine atar elli lira bulamayınca çıkarır yüz lirayı uzatır. Ahmet arabadan inmez ve bağırmaya devam eder;

“Yoooook, ben elli lira isteyrim…!”

Bir diğer isimde Torullu Başkan Erol’dur. Yoldan gelen geçen herkesi durdurur. Cep telefonunda fotoğrafını gösterir ve der;

“Bak, beni elli milyon kişi takip ediyor. Ben bağımsız adayım. Oyunu bana vereceksin değil mi?”

Oradakilerin bir kısmı “tamam başkan, ne demek” derken bazıları da “yav bırak bu işleri deyince” kızar ve ona döner;

“Sen var ya sen. Seni Şiran’a süreceğim” der.       

Bir de Tekkeli İdris var ki o da bu şehrin yaşayan efsanesidir. Lacivert takım elbise, pırıl pırıl parlayan rugan ayakkabı, simsiyah gözlükleri ve elinden düşürmediği cep telefonu ile parti ile belediye arasında adeta mekik dokur.

Tekke’de Telekom ekibi gelir direk dikecek. Herkes ona başkan dediği için çalışanlar “başkanım direği nereye dikelim” diye sorarlar. İdris bir yer gösterir. İki üç kazma vururlar İdris bu sefer “yok ora değil bura” diyerek başka yeri gösterir. Oraya da bir iki kazma vurunca tekrar “yok şurası daha iyi” diyerek başka bir yeri gösterince çalışanlar işkillenir ve jeton biraz geç olsa da düşer.

Yine bu şehrin en büyük simgesi Müdür Kadir’dir. Takım elbise, kravat, ve terminalde bir seyahatin müdür etiketi yakasında gelen giden otobüslere yol verir. Gördüğü hemen herkese “annemin selamı var, bize ne zaman geleceksin” diye sorar. Anneleri bu şehrin en asil hanımefendilerinden İclal Abla vefat edince iki engelli kız kardeşi ile Kale’de rehabilitasyon evinde yaşamaya başlar.

Kırıklı Köyünden Uğur var ki o da tamamen bir rengiydi bu şehrin. Elim bir trafik kazasında yakın zamanda kaybettik onu. Kırıklı’da kahve önünde elinde koca sopası ile otururken Trabzon plakalı bir araç yanı başında durur. İçinden çıkan adam oflaya puflaya sandalyeye ilişince Uğur sorar;

“Hayrola hemşerim. Neyin var böyle” diye sorunca bu da;

“Heç sorma gardaşum. Havu elundeki sopayı kaldur da vur habu deli kafama” der demez Uğur sopayı adamın kafasına geçirir. Zor bela kolonya filan adamı ayıltırlar.

“Ula bağa ne oldi” deyince oradakiler hep bir ağızdan;

“Yahu arkadaş sen deli misin? Hiç adam Uğur’a kaldır şu sopayı da kafama vur der mi?”

Geçmiş zamanda Kemaliye Camii müdavimlerinden ve her konferansın en öndeki izleyicilerinden olan ince sesiyle, muhabbetiyle hepimizin gönlünde taht kuran Mami (Muammer) vardı. Böbrek rahatsızlığı nedeniyle artık sık göremediğimiz Mami’ye Rabbim’den acil şifalar diliyorum.  

Bir başka şehrimizin rengi Hasköylü Kavalcı İdris’tir. Elinde flütü hemen her çay ocağının önünde her türküyü en güzel şekilde icra eder. O da rahmetli kardeşi ile Kale’de ki huzurevine yerleşir ve hala burada ikametini sürdürmektedir.

Diğer Gümüşhaneli Allah dostlarından da kısaca bahsedecek olursak;

Yakın zamanda kaybettiğimiz rahmetli Kaleli Vedat (Alemdar), kendi halinde sessiz, perişan kılıklı ağabeyimi Süngübayırlı Muzaffer (Söğüt), Gümüşhane’de adım atmadığı yer kalmayan Kaleli Armağan, muhteşem sesiyle kulaklarımızın pasını silen Akçahisarlı Uğur, ayaklarını sürüterek yürüyen dudağında cigarası ile Şiranlı Ahmet, Gümüşhanespor’umuzun maskotu, malzemecisi ve amigosu Kelkitli Nevzat, eşi ile Gümüşhane’de el ele volta atan Goryanalı Yusuf, iç cebine doldurduğu tükenmez kalemleri okullarda ve yakaladığı herkese tatlı sert bir şekilde satan Muzaffer, kocaman uzun kulakları ile Tekkeli Nebi, Ali ve Erdal ile Mavrengelli Ahmet, Tekkeli Selo ve son zamanlarda Gümüşhane Terminalinde boy gösteren Mertcan şehrimizin sembolü değerli renkleri ve Allah dostlarındandır.

Yorumlar (4)

Fahrî Bahçecikli 3 Hafta Önce

Köydeki camide ilk göreve başladığımda Ergün abi o kadar bağırıyordu ki kovalayasım geliyordu. :) Sonradan alıştım ona. Şehre inince gözlerim onu arıyor. Her rekatta bir kere secde yapıp kendini yormayan, tek cemaatim cânım Ergün abim :) Ömrü uzun olsun inşaAllah. Onların bereketine dağlar yerinde duruyor.

yusuf sadık 3 Hafta Önce

iSMAİL ÖĞRETMENİM.. Torul ldan Muharrem i tanıyamadın galiba. marka isimdir. M Yaydemir den Emrah.. İnsanda ciğer yoktur onunünlü sav ıdır. Var diyenlere:"sen koyunmusunki cigerin olsun" derd.i Süleymaniye den Şişmesiile meşhur Şükrü.. bir kaçkişi daha var.

İsmail HAYAL 3 Hafta Önce

Fotoğrafları İSMAİL HAYAL facebook sayfamda ALLAH DOSTUDUR adlı şiirimin altında bulabilirsiniz.

Vedat Doruk 3 Hafta Önce

Güzel bir yazı olmuş. Bu kardeşlerimizin fotoğraflarını da ekleseydiniz müthiş olurdu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.