Son günlerde Gümüşhane Valiliği öncülüğünde güzel şehrimiz için bir takım vizyon ve misyona yönelik çalışmaların varlığı ile heyecanını yaşıyoruz. Unutulmasın ki bir şehrin vitrini; tanıtımı, reklamı, logosu ve verimli çalışmalarıdır. Gümüşhane olarak son yıllarda bırakın bu tür aktiviteleri kendimizi dahi ifade etmekten aciz bir halde idik.
Liyakati olmayan ve günü kapatma derdinde hiçbir şey üretemeyen bürokratların fayda vermeyen görüntüleri bu şehri maalesef bir yerlere götüremeyecektir. Bir zamanlar olduğu gibi kültürden bihaber olanların bu şehrin kültürü için adeta cansiperane çalışan bizleri ötekileştirmesi, bizleri sürekli olarak şikâyet ederek kendi egolarını kurtarma çalışmaları bu şehre maalesef fayda değil zarar getirmiştir.
Zamanında yazdığımız köşe yazılarımızla gayemiz kimseyi rencide etmeden bu şehrin tarım, kalkınma, kültür, spor, eğitim ve hemen her alanda görülen ve görülemeyen sorunlarına farklı bir gözle ayna tutmaktan ibaretti. Ancak basiretsiz ve liyakatsiz insanlar bu tuttuğumuz aynada görülen hatalarının yerine iftiralarla bizleri bir yerlere şikâyet etme zavallılığını seçtiler. Ve maalesef her zaman olduğu gibi kaybedenler yine kendileri oldu.
"Elmamı Geri İstiyorum" köşe yazımı üstüne alınan zamanın il müdürü şahsımızı arayarak "nedir derdiniz, tutturmuşsunuz bir elma" diyecek kadar zavallı ve basiretsiz cümleler kurarken diğer yandan bu şehrin en büyük kültür ve turizm etkinliğinde göremediğimiz sorumlu il müdürü bire bin katarak bizi zamanın valisine şikayet etme zavallılığı içinde trajikomik bir hale düşmüştü.
Bu şehir görevinin başında mesaisini bitirmeye çalışan, hiçbir şey üretemeyen, eşine, dostuna ve akrabalarına iş ve çıkar imkanları tanıyan göçmen müdürlerinden, bürokratlarından ve siyasetçilerinden çok çekti çok. Çok yakın komşumuz olan bir şehirde evladının elinden tutup okula kayıt ederken babanın oğluna dediği gibi;
"Oğlum okursan adam olursun okumazsan seni Gümüşhane'de müdür yaparlar" misali can çekişiyoruz azizim. Kendi değerimize sahip çıkmıyoruz, çıkamıyoruz. Vatanımıza ve dinimize küfredenlere adeta ulufe misali koltuk veriyoruz.
Evet, "Burası Gümüşhane." Güzel bir slogan. Çok beğenmesem de eskisinden güzel bir logo ile turizm ve kültür alanında atılıma gireceğimizin sinyallerini aldık. Sayın valimizin gayretli çalışmaları bu şehre ziyadesiyle ufuklar açacaktır. Buna inancımız tamdır. Ancak bu inancın gerçekleşmesi için idealist müdürler, fedakâr çalışanlar, şehirle barışık bir üniversite, ufkumuza yön verecek akil insanlar, gösterilen ufka inanacak işadamlarımız, doğruyu en güzel biçime kaleme alacak kalem erbapları, hedefi saptırmayacak ve şaşırtmayacak olan medya ve bu davaya yediden yetmişe inanacak olan bir Gümüşhane halkı gerekiyor bizlere.
Her şeyden önce bizler inanacağız bu davaya. Çünkü başka Gümüşhane'miz yok. Gümüşhane yıllardır kendi kabuğuna çekilmiş, pısırık, derdini anlatmaktan aciz, elinden hiçbir iş gel(e)meyen bir ruhi haliyeden çıkıp adeta silkinerek STK, dernek, iş adamları, bürokratları, sanatçıları, yazarları, halk ozanları, şairleri ve diğer meslek erbapları ile çorbada bir tutam tuz katkısı muhabbetinde bu serhat şehrin her daim yanında olmalıdır.
Ben şahsen bu şehrin bir deli sevdalısı, bir yazan kalemi, bir garip İsmail Hayal olarak verilen her türlü göreve can ve baş ile hazırım. Yapılan her güzel aktivitenin, atılan her güzel ve sağlam adımın yanındayım, arkasındayım.
Evet, “Burası Gümüşhane” dostlar.
Ve unutmayın ki başka da Gümüşhane yok.
BURASI GÜMÜŞHANE Mİ?
Paylaş