Her karışında hüzün, hasret her bir yanında,
Yokluğun var olana sabrıdır Çanakkale.
Her karışında ölüm, Nusret her bir anında,
Saçları kına Mehmet’in kabridir Çanakkale.
İsmail HAYAL
Bugün 18 Mart 2024. Gümüşhane Kültür Müdürlüğü’nde ilimizin en köklü okullarından biri olan Gümüşhane Lisesi öğrencilerinin muhteşem programını kaçıranlar çok şey kaçırdıklarını buradan ifade ederek yazıma başlamak istiyorum.
İçinde bulunduğumuz mübarek Ramazan Ayı içinde ismini zikretmeyeceğim bir okulumuzun kızlı ve erkekli öğrencileri çevrelerinden geçip gidenlere aldırış etmeden ağızlarında sigaraları burnumuza üflerken o öğrencilerin (!) aileleri, onların okuduğu okulun idarecileri ve öğretmenleri bu çocuklarımıza hiç mi değerler ve din eğitimi konusunda bir cümle dahi etmediler.
Ben bir öğretmen olarak başımı yana çevirmek zorunda kaldım yoksa bir iki tanesini şamarlamamak için kendimi zor tuttum.
Öte yandan başından sonuna gözyaşları içinde izlediğim o muhteşem programı hazırlayan Gümüşhane Lisesinin idareci, öğretmen, veli ve bu kadar duyarlı o işi yapan öğrencilerimizin yüreklerinden, gözlerinden öpüyorum.
Perde arkasından gölge metodu ile yapılan program tam anlamıyla kusursuzdu. Türküleri, ağıtları okuyanlar duygusunu tamamen vererek değme sanatçılara şapka çıkarttılar.
En başında okulun Edebiyat Öğretmeni Ertuğrul Oğuzhan’ın muhteşem konuşması, öğrencilerin sanki gerçekten Çanakkale’de imiş gibi rollerini noksansız yapmaları, seyircilerin sükûneti ile muhteşem bir güne şahitlik ettik. Bu yüzden kimin zerre emeği varsa ömürlerine bereket diyorum.
Otuz yıllık bir eğitimci olarak kimsenin saçına, sakalına, modasına, küpesine, hızmasına tek lafım olmaz zira bu saydıklarım 15 Temmuz hain kalkışımında tankların paletleri önünde kendilerini öne attıklarına şahit oldum. Ben sadece moda ve özgürlük kisvesi altında hayvanlara özenerek çırılçıplak etini teşhir edenlere o da verdikleri çirkin rahatsızlıktan dolayı hakkımı helal etmiyorum.
Evet, Çanakkale yokluğun varlığa galebe geldiği, kurşunların havada çakıştığı, 60 bin vatan evladının şehadeti ile destan yazdığı, düşman askerini sırtında taşıyarak merhametin bir yerlere mesaj verdiği, 215 okka (276 kg) merminin Seyit Onbaşı tarafından insanüstü bir imanla topa sürüldüğü, kuru peksimet ve yavan hoşafla nefis mücadelesi verildiği, Laz’ı, Kürt’ü, Çerkez’i ve yetmiş iki millet kardeşimizle destan yazdığı yerin adıdır.
Bugün, vatanından sürgün edilen insanları, çektikleri sıkıntıları gördükçe Çanakkale’nin önemine daha çok itibar etmekteyiz. O sene yoklaması alınamayan tıbbiyeli, mülkiyeli yavrularımızın kanlarıyla kaleme aldığı Çanakkale gerçeğini 109 değil asırlar geçse de çocuklarımıza, gençlerimize aşılama mecburiyetimiz vardır.
Bugün Çanakkale ruhunu, oranın bir toprak parçası olmasından ziyade her karışında dedelerimizin sırf bizler kuş tüyü yataklarda rahat uyuyalım, özgür yaşayalım diye hayallerinden neden ve nasıl vaz geçtiklerini gergefe nakşeder gibi yavrularımızın beyinlerine kalem kalem işlemeliyiz.
Bugün ülkemize neden Suriyeli, Afganlı, Habeşistanlı doluyor diyenler Çanakkale’de toprağı kazdıklarında bu kardeşlerimizin dedelerinin kemiklerini göreceklerdir. Bu toprakların altında yatanlar bize bu vatanı kanları bedeliyle armağan edenlerdir. Mekânları Cennet, Hz Muhammed (SAV) komşuları olsun inşallah.
Ertuğrul OĞUZHAN 9 Ay Önce
Teşekkürler güzel insan, güzel abim, değerli İsmail Hocamız. Büyüklere saygı küçüklere saygıyla kazanılmıştır Çanakkale Zaferimiz. Şehitlerimizi: Cennette bugün gülleri açmış görürüz de Hala o güzel hatıranız titrer gözümüzde dizeleriyle hep ruhumuzda yaşatacağız. Saygı, selam ve muhabbetle güzel abim.
İsmail HAYAL 9 Ay Önce
Böyle bir güzel programla gençliğimize tarihini anlattığınız için Ertuğrul Hocam şahsınızda tüm emeği geçenleri tekrar yürekten tebrik ediyorum.