10 Nisan 1845 tarihinde temelleri atılan Türk Polis Teşkilatı (Emniyet Genel Müdürlüğü) ile 1846 yılında kurulan Jandarma Teşkilatı (Genel Komutanlığı) aziz vatanımızın emniyetini, güvenliğini ve huzurunu sağlamakla mükellef olan iki güzide kuruluşumuzdur.
Misyonunu;
“Bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması ve toplumun düzen içerisinde yaşamını sürdürmesi için hukuk ilkeleri içerisinde güvenlik hizmeti sunmak” olarak belirleyen ve bu bağlamda üstün başarılara imza atan Emniyet Teşkilatımız bu uğurda yüzlerce şehit vermiştir.
Öte yandan vizyonunu;
“İnsan merkezli çağdaş yönetim ve görev anlayışı ile ulusal ve uluslararası alanda en saygın, en güvenilir, en mükemmel hizmet üreten örnek kolluk kuvveti olmaktır” olarak ifade eden Jandarma Teşkilatımız da kurulduğu günden itibaren binlerce şehit ve gazi vermiştir.
Ve bunun yanında Türkiye Cumhuriyeti sınırları dâhilinde bu aziz vatan topraklarında görev yapan hemen her meslek mensubundan olup şahadete yürüyen hemşerilerimize rahmet, kederli aileleri ve tüm sevenlerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum.
Bu aziz mesleği icra eden –öğrencim ve yeğenim asker ve polis- bu değerli vatan evlatlarının haklarını nasıl ödeyeceğiz diye kendimizle bir iç muhasebe yapmamız gerekmektedir. Siz değerli okurlarımla bu yıl içinde vuku bulan aşağıdaki ibretlik olayı paylaşmak istiyorum;
Beytüşşebap İlçe Kaymakamı Kadir Güntepe’nin, sokağa çıkma yasağı ve operasyonun sürdüğü Şırnak kent merkezinde, özel harekât polisi Emre Beker’in şehit olduğu, 6 güvenlik görevlisinin de yaralandığı çatışmada, parmağı kopan bir özel harekât polisi ile ilgili sosyal medya sayfasından yaptığı paylaşım göz yaşarttı. Güntepe’nin, başka bir özel harekât polisinin sayfasından alıntı yaptığı paylaşımında, şu ifadelere yer verildi:
“Ey millet Çanakkale değil Şırnak’ta olan bir olay. 21 Mart saat 03.15 civarında çatışma çıktı. Emre Beker kardeşimiz şehit oldu. 6 yaralımız var. Bir özel harekâtçı gördüm parmağını saran. Neyin var kardeşim dedim. ‘Abi sağ el işaret parmağım tırnak dibinden koptu onu sarıyorum’ dedi. Söyleseydin seni de gönderirdik hastaneye dedim. Abi şehit verdiniz utandım söyleyemedim dedi. Boğazım kurudu.”
Öte yandan Siirt’te teröristlere yönelik operasyonda şehit düşen polis memuru Yalçın Yamaner’in, görev yaptığı kentte bir caminin temizlik masraflarını 2 yıldır karşılamasının şehit olduktan sonra onu tanıyanlar tarafından ifade edilmesi hangi vicdanın bamteline dokunmaz. Yöre halkından Murat Coşar,
“Şehidimiz, ibadet ettiği cami ile bahçesinde bulunan, eşi ve kızının Kur’an-ı Kerim öğrendiği kurs binasının temizlik masraflarını her ay düzenli olarak karşıladığını belirterek, “Burada vurulan her can bizim canımız ve kanımız. Yitirdiğimiz her vatan evladı bizim kaybımız. Çok değerli bir canı yitirdik” dedi.
İşte biz evlerimizde yataklarımızda rahat uyuyup maç veya survivor izleyelim diye bu aziz vatanın kelle koltukta görev yapan polis ve askerlerinden birkaç ibretlik olay.
Rabbim bu mübarek Ramazan ayı hürmetine daha iki gün önce Torul Harmancık’a kadar gelen ve iki askerimizi şehit eden zalimlere fırsat verme, aziz şehitlerimize rahmet et.
EMNİYETİMİZ ve ŞEHİTLERİMİZ
Paylaş