Gümüşhane Haberleri
2014-12-22 12:37:18

GÜMÜŞHANE TARİHİ ÜZERİNE

İsmail Hayal

ismhayal29@gmail.com 22 Aralık 2014, 12:37

Bu şehrin tarihi yazılmalıdır evet. Çok ama çok geç kalındığını ben defalarca köşe yazılarımda vurguladım. Ama ya okunmuyoruz, yâda birilerinin yaptığı gibi “adam sende başka işin mi yok” deniliyor anlamış değilim.

Herkes ortaya bir şeyler atıyor ama icraat noktasında kim ne yapıyor? Asıl işi yapması gerekenler hep sükût içinde. “Adam sende yazanlar yazıyor ya ne gerek var ki” demekle meşguller. Hem niye rahatsız edeceksiniz ki birilerini.

Ya Allah aşkına dün ilçemiz olan Bayburt’un bile daha çok kültürel eser ve envanteri var. Bizim bu alanda yüzlerce akademisyenimiz varken Bayburtlu Prof Dr Hüsamettin Koçan boğazda villa yapmak yerine Bayburt’un Baksı Köyü’nde yaptırdığı müze ile bizlere bir ince mesaj gönderiyor. Gümüşhaneli olmakla kuru övünmek yerine Bayburtlu hemşerimiz örnek alınmalıdır diyorum. Almalıyız diyorum. Ama sadece ben diyorum, sesimi ise duyan yok.

Ancak dil söylemese gönül kırılıyor ya o hesap bizimkisi söylemeden edemeyeceğim. Ben tek başıma bu şehrin Eğitim Tarihi’ni kaleme aldım. Kitap 848 (48 sayfası albüm) ve şu anda baskıda. Kitabın fiyatı 15.000 TL tutuyor. Bu kitap çıktığında kimler ne kadar katkı yapacak merakla bekliyorum. Dün Talat Ülker, Şahin Kazancı, Engin Doğru ve Necati Yılmaz’ın çıkardığı Gümüşhane Halk Kültürü kitabı 3000 sayfa ve 6 cilt olarak depoda çürümeye terk edilmiş. Kitap yazmaktan öte ilk iş bu şehrin az sayıda yazan kalemine sahip çıkmalıyız. Yapılan eserlerin bir bilimsel komisyondan geçirilerek İl Genel Meclisi ve Kültür Müdürlüğü tarafından finanse edilmesi gerekir. Önüne gelenin sözüm ona kitap (!) yazması yerine güçlerin birleştirilerek bu şehrin gerçekten ihtiyaç duyduğu alanda kalıcı eserler üretilmelidir.

Bir büyüğümüzü aradığımızda “bu şehre bir eser kazandırıyorum katkınız olur mu” dediğimizde o büyüğümüz de her önüne gelenin sırf maddi egolarını tatmini için kitap (!) yazması ve onu aramasından bunalmış olacak ki haklı olarak “ya sizin başka işiniz yok mu” demesi karşısında bizler geri adım atmak zorunda kalıyoruz. 

Şimdi bu şehrin yazan kalemlerine küçük bir parantez açmak istiyorum. Bu şehrin yazan beş on kalemi var. İnanın birçoğu birbiri ile küs. “Sen yaptın ben niye yapamadım, ben yapacaktım sen benden önce davrandın”     

Öte yandan başta Sabri Özcan San ve Adnan Güngör Üçüncüoğlu’nun eserleri, Yrd Doç Dr Selahattin Tozlu, Prof Dr Necmettin Alkan, Doç Dr Bayram Nazır, Yrd Doç Dr Kemal Saylan ve Doç Dr Alpaslan Demir’in bu konudaki onlarca makalesi dikkate alınarak yine yukarıdaki isimlerin oluşan bilimsel bir ekip kurularak bu şehrin tarihi kaleme alınmalıdır.

Hülasa sözün özü şudur ki;

Yaz demekle yazılmıyor, çiz demekle çizilmiyor. Bu şehrin kalemlerine sahip çıkılmalıdır. Kültürün başındakiler küslükleri aradan çıkarmalıdır. Şahsi, maddi menfaatler geride bırakılarak gerçekten Gümüşhane ortak paydamız olarak alınmalıdır. Bu ortak paydada şehrin kalemleri bir ve beraber olmalıdır. Ahh, ah! Gene de sürç-ü lisan ettiysek affola.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.