“Sabır dediğin, felâketle karşılaştığın ilk anda dayanmaktır.”
(Hadis-i Şerif)
Manisa Soma’da arzın dibinde gözlerine sürmeler çeken yiğitlerimizi kaybetmenin derin acısında ellerimizi semaya çevirip Yunus Aleyhisselam’ın balığın karnında bulunduğu sürece Rabbine yakardığı şekilde:
“La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü mine’z-zalimin” deme ve gözyaşlarımızı dökme makamındayız.
Bir yandan arzın dibinde gözlerine sürme çeken yiğitlerimizi şahadete uğurlarken televizyon ve gazetelerde gördüğümüz manzaralar karşısında ibretler alıyor, verilen dersleri gözyaşları ile izliyoruz. Öte yandan maalesef dün Gezi Parkı’nı provoke edenlerin aynı ellerin iteklemeleri ile bu aziz milletin içine nasıl nifak tohumları ekebilirim diyerek hesap yapanlarını da nefretle izliyoruz. Devlet ve millet topyekûn olarak bu elim hadise karşısında tüm imkânlarını seferber etmiş, tüm ülke olarak her türlü destek, yardım ve dua oluk oluk akmaya başlamıştır. Dün Van Depremi’ne anında yetişen devletimiz Soma’da da aynı hız ve desteği sağlamıştır.
Belki zamanı değil ama içimi yaralayan bir konuyu yazmazsam olmayacak. Dün Van Depremi’nde devletimiz görevini en güzel şekilde yaptığı halde “nerede asker, polis, doktor” diye dem vuranların aksine bugün Soma’da arzın dibinde sağ çıkan kardeşimizin ambulansa binerken “botlarımı çıkarın sedye kirlenmesin” demesi karşısında varın ibretlik dersler çıkarın.
Elbette suçu olanlar suçlarının cezasını çekecekler. İhmali olanlar hesaplarını verecekler. Belki bu son olur diyerek daha insancıl şartlarda güvenliği sağlanmış iş imkânları düzenlenecektir. Ancak gün kara bir gündür. Sakin olma günüdür. Birlik ve beraberliğimizi tesis etme günüdür. Gün sırça saraylarda oturan patronların ve gazete dukalarının şov yapma günü değildir.
Gün o kardeşlerimize el verme, dua etme, yaralarını sarma, ölüsüne ağlama ve geride kalanlarına sahip çıkma günüdür. Bu aziz millet ne kadar övünse azdır ki felaket anında topyekûn el uzatma, acısına ortak olma erdemliliğini göstermektedir. Tüm Türkiye ve biz Gümüşhane olarak Valiliğimizin değerli girişimleri ile o bölgeye yardım elini uzatması takdirlerin üstündedir.
Gün o cehennemi atmosferde devlet başkanlarımıza birileri istiyor diye hakaret yapma, tahrik etme, aracını yumruklama, siyaset yapma ve ağır ithamlarda bulunma günü değildir. Devlet tüm imkânları ile oradadır ve görevini yapmaktadır.
Varsa ortada suç ve suçlular en yakın zamanda gün ışığına çıkacak ve sorumlular adalet önünde hesap vereceklerdir. Ben Somalı kardeşimizin yerine kendimi koyuyorum ve diyorum ki;
“Yıkarak, kırarak, tahriklere kapılarak acımızı kimse sabote etmesin, duygularımızla oynamasın, bizleri kullanmasın. Biz iman ve sabrımızla tevekkül halindeyiz.”
Rabbim bir daha böylesi acıları bizlere yaşatmasın. Kaldıramayacağımız yükleri sırtımıza yüklemesin. Şehit madenci kardeşlerimize rahmet, kederli ailelerine sabr-ı cemil, tüm ülkemize başsağlığı diliyoruz. Bakara Suresi’nde buyurulduğu gibi;
“Allah, sabredenlerle beraberdir.”
(Hadis-i Şerif)
Manisa Soma’da arzın dibinde gözlerine sürmeler çeken yiğitlerimizi kaybetmenin derin acısında ellerimizi semaya çevirip Yunus Aleyhisselam’ın balığın karnında bulunduğu sürece Rabbine yakardığı şekilde:
“La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü mine’z-zalimin” deme ve gözyaşlarımızı dökme makamındayız.
Bir yandan arzın dibinde gözlerine sürme çeken yiğitlerimizi şahadete uğurlarken televizyon ve gazetelerde gördüğümüz manzaralar karşısında ibretler alıyor, verilen dersleri gözyaşları ile izliyoruz. Öte yandan maalesef dün Gezi Parkı’nı provoke edenlerin aynı ellerin iteklemeleri ile bu aziz milletin içine nasıl nifak tohumları ekebilirim diyerek hesap yapanlarını da nefretle izliyoruz. Devlet ve millet topyekûn olarak bu elim hadise karşısında tüm imkânlarını seferber etmiş, tüm ülke olarak her türlü destek, yardım ve dua oluk oluk akmaya başlamıştır. Dün Van Depremi’ne anında yetişen devletimiz Soma’da da aynı hız ve desteği sağlamıştır.
Belki zamanı değil ama içimi yaralayan bir konuyu yazmazsam olmayacak. Dün Van Depremi’nde devletimiz görevini en güzel şekilde yaptığı halde “nerede asker, polis, doktor” diye dem vuranların aksine bugün Soma’da arzın dibinde sağ çıkan kardeşimizin ambulansa binerken “botlarımı çıkarın sedye kirlenmesin” demesi karşısında varın ibretlik dersler çıkarın.
Elbette suçu olanlar suçlarının cezasını çekecekler. İhmali olanlar hesaplarını verecekler. Belki bu son olur diyerek daha insancıl şartlarda güvenliği sağlanmış iş imkânları düzenlenecektir. Ancak gün kara bir gündür. Sakin olma günüdür. Birlik ve beraberliğimizi tesis etme günüdür. Gün sırça saraylarda oturan patronların ve gazete dukalarının şov yapma günü değildir.
Gün o kardeşlerimize el verme, dua etme, yaralarını sarma, ölüsüne ağlama ve geride kalanlarına sahip çıkma günüdür. Bu aziz millet ne kadar övünse azdır ki felaket anında topyekûn el uzatma, acısına ortak olma erdemliliğini göstermektedir. Tüm Türkiye ve biz Gümüşhane olarak Valiliğimizin değerli girişimleri ile o bölgeye yardım elini uzatması takdirlerin üstündedir.
Gün o cehennemi atmosferde devlet başkanlarımıza birileri istiyor diye hakaret yapma, tahrik etme, aracını yumruklama, siyaset yapma ve ağır ithamlarda bulunma günü değildir. Devlet tüm imkânları ile oradadır ve görevini yapmaktadır.
Varsa ortada suç ve suçlular en yakın zamanda gün ışığına çıkacak ve sorumlular adalet önünde hesap vereceklerdir. Ben Somalı kardeşimizin yerine kendimi koyuyorum ve diyorum ki;
“Yıkarak, kırarak, tahriklere kapılarak acımızı kimse sabote etmesin, duygularımızla oynamasın, bizleri kullanmasın. Biz iman ve sabrımızla tevekkül halindeyiz.”
Rabbim bir daha böylesi acıları bizlere yaşatmasın. Kaldıramayacağımız yükleri sırtımıza yüklemesin. Şehit madenci kardeşlerimize rahmet, kederli ailelerine sabr-ı cemil, tüm ülkemize başsağlığı diliyoruz. Bakara Suresi’nde buyurulduğu gibi;
“Allah, sabredenlerle beraberdir.”