Gümüşhane Haberleri
2016-01-07 21:31:43

KİM MÜSLÜMAN?

İsmail Hayal

ismhayal29@gmail.com 07 Ocak 2016, 21:31

Müslüman; Allah'ın Peygamberleri arasında fark gözetmeyen, onlara inenlerin hepsine iman eden ve Allah’a boyun eğen, yani Allah’a kayıtsız şartsız teslim olan, helal ve haram arasındaki mizanı iyi ayarlayabilen, emri altındakilere zulmetmeyen, işçisinin alın teri kurumadan hak ettiğini veren diye tanımlanıyor öyle değil mi?

Ve Türkiye’nin de % 99’u da Müslüman öyle değil mi? Allah’a inkârı, zinayı, cinayeti, içkiyi ve daha birçok şeyi haram kılmamış mı dinimiz? Evet, doğrudur.

O halde nedir bu vaziyet, nedir bu hasetlik, nedir bu menem vaziyetler.

Müslüman’ız diyen biz; faizi savunup, rantı, rüşveti, iltiması ve daha birçok kötülüğü sağlayan ve teşvik eden de biz.

Müslüman’ız diyen biz; başkasının namusuna bakan, ona dil uzatan, iftira ve gıybet edenlerde biz.

Müslüman’ız diyen biz; masum kız ve kadınlara, mazlumlara el kaldıranlar ve onları hunharca katledenler de biz.

Müslüman’ız diyen biz; hak etmediği halde oğlumuza, kızımıza iş ve makamlar sağlayan da biz.

Müslüman’ız diyen biz; liyakati olmadığı halde makamları işgal edenler de biz.

Müslüman’ız diyen biz; emrimiz altında çalışanların alın terini, mesaisini, ücretini ve diğer haklarını gasp eden de biz.

Evet, sevgili okurlarım. Çok değil geçen hafta Gümüşhane’de gördüğüm ve şahit olduğum iki olayı yazacağım buraya. Olayın kahramanlarını çok iyi tanıyorum. Diğer Müslüman kardeşlerimi tenzih ediyorum. Bu kişiler bu şehirde dini bütün olarak tanınan iki şahsiyet. İsimleri bende saklı bu şahısların bu durumunu yazmak benim görevim, yorum sizin.

İlki Salı Pazarı’ndan. Bir teyzemiz zemherinin soğuğunda çömelmiş kaldırım kenarına köy ürünleri satıyor. Kahramanımız yanaşıyor kadına. Kilosu 25 liradan iki kilo pekmez ve tanesi 1 liradan 25 yumurta alıyor. Vermesi gereken para 75 lira. Teyzemiz hesap kitap bilmiyor. Alıcı pazarlık yapmadan 60 lira uzatıyor kadına. Bu durumu izleyen bir beyefendi giriyor araya. Tekrar yapıyor hesabı ve kadına 15 lira daha vermesi gerektiğini söylüyor. Adamın suratı kıpkırmızı çıkarıp veriyor parayı ama hesabı düzelten o beyefendiye saldırıyor bu sefer;

Sana mı kaldı, üstüne vazife mi senin!

İkinci olay bir genç kızımız. İŞKUR elamanı olarak bir işyerinde çalışıyor. Çalışma süresi belli, saatleri belli. Aldığı asgari ücretin yarısını devlet, yarısını da işveren veriyor. Ama durum böyle değil. Hafta sonu dâhil kızcağız her gün ve hem de 8 değil 12 saat çalışıyor dükkânda. İşverenin vereceği ücretini de beş altı aydır alamıyor. O işveren arkadaşımızda beşe beş katıyor namazını kılarken. Ve alın terinin karşılığını isteyen kızcağızı tehdit ediyor;

Bak beni şikâyet edersen, İŞKUR seneye seni işe almaz!”

Ah, ah ben ne diyeyim bu durum karşısında. Söylesem bir türlü, söylemesem gönül razı değil. En iyisini üstat söylüyor zaten;

Cennet ucuz değil, Cehennem dahi lüzumsuz değil” diye. 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.