”Ya Rabbi! Beni doğru bir giriş ile girdir ve yine doğru bir çıkış ile çıkar. Katından bana yardım edici bir kuvvet ihsan eyle.” İsra:80
Hayat bir imtihan silsilesi ve bizler kul olarak doğumdan ölüme kadar imtihanların her aşamasından geçmekle mükellefiz. Gaye onun rızasını kazanmak ve hayatımızı idame ettirmek için ilim talep etmek olursa her kapı ardına kadar açılıyor insana.
Eğitim doğumdan başlayıp ölüme kadar olan geniş bir süreçteki kazanımlarımız. Her bir bilgi birer tuğla misali dizili veriyor duvarımıza. Ve o eğitim insanın hayatının olumlu değişimine sirayet ediyor haliyle.
Ve sınav. Hedefe varmak için önümüze dizilen birer küçücük barikattan ibaret. Küçücük diyorum, neden? Çünkü inanarak, planlı ve programlı çalışanlar için sınavların hiçbir ehemmiyeti yok. Onlar zaten bütün sınavları geçmekle mükellef olmuşlardır. Bu sınavlar onlar için küçücük birer formaliteden ibaretler.
Hal böyle olsa da çocuklarımız yarınlarına emin adımlarla ulaşma aşamasında sınavların önemli bir yeri olduğu muhakkak. Onlar bu alanda epeyce bir meşakkatli, bol dikenli bir yolun sonlarına varmak üzereler. Taktikler alındı, planlamalar yapıldı, kanlı alın terleri döküldü ve meyve alınacak demlere nihayet gelindi. İşte burada zorlu sürecin son halkası olan 15-16-22-23 Haziran 2013 tarihleri meyveleri toplayacağımız hasat zamanı.
O halde ne yapmamız gerekir?
İlki bu sınava girecek olan çocuklarımıza;
“Sen elinden gelen her şeyi yaptın. Çalıştın ve çabaladın. Bu çalışmanın karşılığını göreceğin dört günün kaldı ve sen bu süreci de Allah’ın izniyle başı önde tamamlayacaksın. Yeteneğin ve azmin bunun en büyük göstergesidir. Sınava girdiğinde herkes eşit giriyor ve sen rakiplerinden aşağıda değilsin” diyorum.
İkincisi ailelerdir ki bana göre en önemli kesim budur. Sizler de elinizden geleni yaptınız. İmkânlarınızı zorlayarak çocuklarınızın geleceği için didindiniz durdunuz. Ama şunu unutmayın ki hayattaki hiçbir sınav, hiçbir obje çocuklarınızın kesip attığı bir tırnaktan kıymetli değildir. Onları horlayıcı, aşağılayıcı, kıyaslayıcı ve tehdit edici söz ve eylemlerden kaçının. Telafisi zor ve keşke diyeceğiniz olaylara sebebiyet verici hamlelerde bulunmayın. “Sen benim için çok değerlisin, sınav her şey değildir, telafisi mümkündür” gibi motive edici söylemleri tercih ediniz diyorum.
Üçüncüsü Gümüşhanelilere. Yani bize, size ve herkese diyorum. Bu dört günde mümkün değilse aracımızı çıkarmayalım. Hele benim gibi kilonuz da varsa başı ve sonu görülen Gümüşhane’de bu dört gün boyunca yürüyerek varın varacağınız yerlere. Bu dört günde sınav saatleri sırasında iş makinesi ve begayı çalıştırtmayın. İnşaatınızı asıl inşaatımız olan yavrularımız için yarım gün erteleyin. Düğününüz varsa klakson çalmayın, çaldırtmayın. Ne olur sizin keyfi eğlencenizi çocuklarımızın kâbusuna dönüştürtmeyin.
Yüce Rabbim geleceğimizi ve mutluluğumuzu tesis edecek olan hayattaki tüm sınavlarda öğrencilik yapan hepimizin yâr ve yardımcısı olsun. (Amin)
Hayat bir imtihan silsilesi ve bizler kul olarak doğumdan ölüme kadar imtihanların her aşamasından geçmekle mükellefiz. Gaye onun rızasını kazanmak ve hayatımızı idame ettirmek için ilim talep etmek olursa her kapı ardına kadar açılıyor insana.
Eğitim doğumdan başlayıp ölüme kadar olan geniş bir süreçteki kazanımlarımız. Her bir bilgi birer tuğla misali dizili veriyor duvarımıza. Ve o eğitim insanın hayatının olumlu değişimine sirayet ediyor haliyle.
Ve sınav. Hedefe varmak için önümüze dizilen birer küçücük barikattan ibaret. Küçücük diyorum, neden? Çünkü inanarak, planlı ve programlı çalışanlar için sınavların hiçbir ehemmiyeti yok. Onlar zaten bütün sınavları geçmekle mükellef olmuşlardır. Bu sınavlar onlar için küçücük birer formaliteden ibaretler.
Hal böyle olsa da çocuklarımız yarınlarına emin adımlarla ulaşma aşamasında sınavların önemli bir yeri olduğu muhakkak. Onlar bu alanda epeyce bir meşakkatli, bol dikenli bir yolun sonlarına varmak üzereler. Taktikler alındı, planlamalar yapıldı, kanlı alın terleri döküldü ve meyve alınacak demlere nihayet gelindi. İşte burada zorlu sürecin son halkası olan 15-16-22-23 Haziran 2013 tarihleri meyveleri toplayacağımız hasat zamanı.
O halde ne yapmamız gerekir?
İlki bu sınava girecek olan çocuklarımıza;
“Sen elinden gelen her şeyi yaptın. Çalıştın ve çabaladın. Bu çalışmanın karşılığını göreceğin dört günün kaldı ve sen bu süreci de Allah’ın izniyle başı önde tamamlayacaksın. Yeteneğin ve azmin bunun en büyük göstergesidir. Sınava girdiğinde herkes eşit giriyor ve sen rakiplerinden aşağıda değilsin” diyorum.
İkincisi ailelerdir ki bana göre en önemli kesim budur. Sizler de elinizden geleni yaptınız. İmkânlarınızı zorlayarak çocuklarınızın geleceği için didindiniz durdunuz. Ama şunu unutmayın ki hayattaki hiçbir sınav, hiçbir obje çocuklarınızın kesip attığı bir tırnaktan kıymetli değildir. Onları horlayıcı, aşağılayıcı, kıyaslayıcı ve tehdit edici söz ve eylemlerden kaçının. Telafisi zor ve keşke diyeceğiniz olaylara sebebiyet verici hamlelerde bulunmayın. “Sen benim için çok değerlisin, sınav her şey değildir, telafisi mümkündür” gibi motive edici söylemleri tercih ediniz diyorum.
Üçüncüsü Gümüşhanelilere. Yani bize, size ve herkese diyorum. Bu dört günde mümkün değilse aracımızı çıkarmayalım. Hele benim gibi kilonuz da varsa başı ve sonu görülen Gümüşhane’de bu dört gün boyunca yürüyerek varın varacağınız yerlere. Bu dört günde sınav saatleri sırasında iş makinesi ve begayı çalıştırtmayın. İnşaatınızı asıl inşaatımız olan yavrularımız için yarım gün erteleyin. Düğününüz varsa klakson çalmayın, çaldırtmayın. Ne olur sizin keyfi eğlencenizi çocuklarımızın kâbusuna dönüştürtmeyin.
Yüce Rabbim geleceğimizi ve mutluluğumuzu tesis edecek olan hayattaki tüm sınavlarda öğrencilik yapan hepimizin yâr ve yardımcısı olsun. (Amin)