Kıymetli sporseverler ve yerel gazete okuyucuları; sizleri saygı, sevgi, muhabbet ve hürmetle selamlıyorum.
Geçen ayki (Temmuz) yazımızda; “Gümüşhane 100. Spor Çalıştayı” konusunu gündeme taşımış ve kaleme almıştık. Çalıştayın ana başlık ve gündeminin altındaki en önemli alt başlık “Sporda Tesisleşmedir”.
Sporda tesisleşme; ele alınması, incelenmesi ve irdelenmesi gereken en temel konudur. Çünkü sporda başarının ve sürdürülebilirliğin sağlanması için son derece önemlidir. Ülkemizde ve dünyada sporda başarılı olmuş ülkelere baktığımızda tesisleşmede çok ciddi aşama kaydetmiş ülkelerin ön plana çıktığını hayretle ve ibretle izliyoruz.
Ülkemizde son yıllarda tesisleşmede çok ciddi yatırımlar yapılmıştır. Tesisleşmedeki yatırımların nüfusun yoğun olduğu bölgelerde ve illerde olduğu görülmektedir. Anadolu’da ve küçük illerdeki tesisleşmenin tamamen devlet otoritesine ve yatırımlarına bırakılmıştır. Mahalli idarelerin (yerel yönetimlerin), meslek odalarının, sporseverlerin, iş dünyasının, kulüplerin tesisleşmede ilgisiz ve yetersiz oldukları ortadadır.
Türkiye’de Anadoludaki yetersiz tesisleşme ve nüfusun yoğun olduğu bölge illerinde çok ciddi spor tesislerinin yapılmasına rağmen istisnai başarılar dışında voleybol ve basketbol branşlarında önemli sürdürülebilir başarılar görülmemektedir. Başarılı olan sporlarda ve bireysel spor branşlarındaki başarının temel sebebi sporda tesisleşmenin doğru yapılması, yöneticilerin, antrenörlerin, koçların, sporcuların çok eğitimli profesyonel olmalarına bağlı olarak kaliteli bir ligin olmasıdır.
Ülkemizde başta futbol branşı olmak üzere çok modern statlar yapılmış olmasına rağmen başarı ortadadır. Salon sporlarında ise basketbol ve voleyboldaki uluslararası başarılarla da gurur duyuyoruz.
Spordaki tesisleşme yatırımlarının bölgede ve illere göre; coğrafi, iklim, sosyo-kültürel ve ekonomik şartlar dikkate alınarak yeterli ve adil yapılmalıdır.
Ülkemizde sporda belli başlı takım ve bireysel spor branşları hariç başarısızlığın gerçek nedeni; futbol başta olmak üzere tesisleşmede yetersizliğin yanında liyakatsiz spor yöneticileri, finansal ve yönetimsel istikrarsızlık spor köylerinin ve akademilerinin kurulmamasıdır.
Gümüşhane’de devletin otoritesi ve yatırımları ile tesisleşme yapılmış ancak yeterli olmadığını görmekteyiz. İlimizdeki tesisleşme yetersizliğinin nedeni olarak mahalli idareler yöneticilerinin, sivil toplum kuruluşlarının, iş adamlarının, kurumsal şirketlerin ve sponsorların ilgisiz, önyargılı veya yeterli bütçe ayırmadıklarını üzülerek izliyoruz.
İlimizde bölgeye, coğrafyaya, iklime, nüfusa, ekonomik, sosyokültürel yapıya, insanımızın genetik yapısına ve fizyolojisine uygun spor tesislerinin yapılması çok geç kalınmış bir durumdur.
Gümüşhane’de merkezde ve ilçelerde ihtiyaca yönelik spor tesislerinin özellikle yapılması gerektiğini düşünüyoruz. İlimizdeki tesisleşme devlet, mahalli idareler, kurumsal şirketler, iş insanları, sivil toplum ve sponsorların iş birliği ancak hayata geçirilebilir.
Öncelikle merkezdeki spor salonu ve futbol suni çim saha ihtiyaca cevap vermemektedir. Son yıllarda ilimizde yapılan bölgesel ve ulusal spor müsabakalarını da düşünerek, yeni bir spor salonu ve yanında da kamp eğitim merkezi mutlaka en kısa sürede yapılmalıdır. Yine merkezde yoğunlaşan futbol okullarına ve kulüplerine yeni sahalar acilen yapılmalıdır. Merkez ilçede coğrafi anlamda yer sınırlı ve kısıtlı olduğundan Tekke beldemizde veya Kale köyünde bulunan okul binası ve pansiyon binaları spor kompleksi veya spor köyü olarak belirlenebilir. Hatta Gümüşhane Spor Lisesi de buraya taşınarak tesisler inşa edilerek binalar ve bölge sürdürülebilir, çözüm odaklı, etkin, verimli kullanılabilir. Biraz daha ileri giderek mevcut Gümüşhane stadyumu kış mevsiminde çok soğuk ve zeminin don olması nedeniyle iklim, hava durumu ve ulaşım birlikte düşünülerek yeni stada ihtiyaç vardır. Mevcut stat, altyapı ve amatör futbol takımlarına tahsis edilebilir ya da çok amaçlı atletizm pisti olarak da değerlendirilebilir.
Dünyada iklimlerin, atmosfer olaylarına bağlı olarak çok ciddi ve ani değişimler gösterdiğini görüyoruz. Karasal iklimin geniş ılıman kuşağın ve mevsimin çok hızlı daraldığını görüyoruz. Güney yarımküredeki sıcaklığın kuzey yarımküreye doğru geniş bir alanda yayıldığını endişeyle izliyoruz. Ülkemizde de kuzeyde ve özellikle Doğu Karadeniz’de yaşanabilir bir bölge olduğu iklim ve doğa bilimcileri tarafından özellikle ifade edilmektedir.
Gümüşhane iklim ve doğa anlamında ülkenin yaşanabilir sayılı illeri arasında ilk sıralardadır. Dolayısıyla ilimizde tüm spor branşları için sezon öncesi ve arasında kamp yapmak için son derece müsaittir. Merkezde ve ilçelerde spor branşlarına uygun tesisler yapılarak profesyonel sporcular, takımlar ve kulüpler ağırlanarak çok ciddi ekonomik girdiler kazandırılabilir. Sosyokültürel anlamda da ilimizin her bölgesinde ciddi bir hareketlilik ve canlılık kazandırılabilir.
Doğa sporları ve turizmi için de çok özel bir coğrafya ve doğaya sahiptir. Doğa sporları ve turizm için başka rotalar ve parkurlar tespit edilerek uygun noktalara yatılı tesisler acilen yapılmalıdır. Son yıllarda doğa sporları ve turizmi trendi hızla artmaktadır. Bu fırsatı il olarak değerlendirmek ihtiyaç, hatta zorunlu hale gelmiştir.
Kısaca özetlemek gerekirse, dünyada ve ülkemizde sporda ihtiyaca uygun yeterli tesisleşme yapan ülkelerin başarılı ve sürdürülebilir başarılar elde ettikleri çok net olarak görülmektedir.
Türkiye’de durum ise diğer ülkelerden çok farklıdır. Sporun tüm branşlarında başarı düşünüyorsak ve hayal ediyorsak, öncelikle tüm spor branşlarında çok ciddi tesisleşme yatırımları ve hamleleri yapmak zorundayız. En önemlisi de liyakatli, idealist ve vizyonel spor yöneticilerini iş başına getirmeliyiz. Kısa, orta ve uzun vadeli plan, program ve projelerle sporda başarı kaçınılmazdır. Çünkü birilerinin Z kuşağı olarak adlandırdığı ancak bunu şiddetle reddettiğimiz çok zeki, akıllı, ahlaklı ve yetenekli Türk Gençliğimiz en büyük avantajımız ve mirasımızdır. HOŞÇAKALIN… Selam ve dua ile...