"Yetimi koruyan bir kimse ile ben, cennette yan yana bulunacağız"
Hz. Muhammed (SAV)
Hemen her okurumun bildiği bir durum var ki sizlerle bir kez daha paylaşmak istiyorum.
Bir adam sahilde yürürken, denize telaşla bir şeyler atan bir adama rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu kişinin, sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize attığını fark eder ve;
“Niçin bu deniz yıldızlarını denize atıyorsun?” diye sorar. Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden;
"Yaşamaları için” yanıtını verir. Adam bu defa; “İyi ama burada binlerce deniz yıldızı var. Hepsini atmana imkan yok. Senin bunları denize atman neyi değiştirecek ki?” der.
Yerden bir deniz yıldızı daha alıp denize atan kişi;
“Bak onun için çok şey değişti” karşılığını verir.
Evet, belki hiçbirimiz herkesin hayatını değiştiremeyiz, ama en azından bir kişinin, yalnızca bir kişinin biz var olduğumuz için daha iyi halde yaşamasını sağlayabiliriz. Dünyada; 200 milyon yetim bulunuyor. Bunların yarısı sokaklarda yaşıyor. Her gün 10 bine yakın çocuk savaş, doğal afet, hastalık gibi nedenlerle yetim kalıyor. Her 24 saatte 6 bin çocuk kaçırılıyor. Yılda 2,5 milyon çocuk satılıyor. Yılda 300 bin çocuk savaşmaya zorlanıyor. Bu istatistik yürekleri sızlatmaya yeter sanırım.
"Biz ne yapabiliriz, bizim elimizden ne gelebilir ki" gibi klasik bahanelerin ardında sığınmak bizim Müslüman olarak üzerimizdeki sorumluluğu almaz.
Şimdi gelelim asıl meseleye. Biz bu iyilik hareketlerini kimler vasıtasıyla yapabiliriz. Ülkemizde adeta mantar gibi türeyen, amacı belli olmayan, topladıkları kurban paralarını, yardımları ve diğer ihtiyaç malzemelerini nerelere verdikleri belli olmayan tabiri caizse naylon vakıf ve dernekler hayli fazla sayıda. En güvendiğin dernek veya vakıf bakıyorsun ki en haini çıkabiliyor.
Benimde içinde bulunduğum Yenidünya Vakfı, Vakıfay, GÜSEV gibi sağlam vakıflar yanında son derece sağlam ve dünya mazlumlarına el uzattığına inandığım İHH yani İnsani Yardım Vakfı var. Ve bu vakıf son derece önemli işlere imza atıyor. Mazlum coğrafyalara el veriyor, yetimin başını okşuyor, birçok hayırlı proje içinde yer alıyor. Bunlardan yalnızca biri “Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var” projesi bile vakfın amacına çok uygun bir hayır hareketidir.
Ülkemizdeki tüm okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise, özel okul ve Kur’an Kursu öğrencilerinin katılabildiği bu kampanyayla bir sınıftaki öğrenciler her ay harçlıklarından biriktirdikleri 100 lira ile yetim kalmış bir çocuğun ihtiyaçlarını yıl boyunca karşılayabiliyor.
2013 yılında başlayan ve Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim-Bir-Sen ve Diyanet İşleri Başkanlığının destek verdiği kampanya vesilesiyle 8 bin 848 kurumdaki 1 milyondan fazla iyiliksever öğrenci, 2016 itibariyle Türkiye ve dünya genelinde 24 binden fazla yetim çocuğun bakımını üstlendi.
Her sınıfın kendi akranı olan bir yetimin ihtiyaçlarını karşıladığı bu kampanya ile dünyanın farklı noktalarına “iyilik köprüleri" kuruluyor. Köprünün bir ucunda yer alan yetim çocuklar bu sayede dışarıdaki tüm tehlikelerden korunarak insani bir yaşam sürme fırsatı bulurken diğer ucundaki yardımsever öğrenciler ise paylaşmayı, bilinçli ve duyarlı olmayı öğreniyor. Başta Gümüşhane olmak üzere bu güzel vakıf ve derneklerde hiçbir menfaati olmadan sırf Allah rızası için bu hayırlı hareket içinde yer alan herkesi güzel yüreklerinden öpüyorum. Öyle ya önemli olan bir kişinin, bir yetimin hayatına dokunmak değil mi? O halde ne duruyorsunuz;
"Haydi, siz de bir kişinin hayatına dokunun...!"
YETİM GÜLERSE DÜNYA GÜLER
Paylaş