Düşen düştü eleğimden,
Geçtim kader feleğinden.
Kim tutacak eteğimden,
Düşüyorum tut elimden.
İsmail HAYAL
Evladının kendisinden evvel ölmesini arzu eden tek durum engelli çocuğu olan ebeveynlerin durumudur dersem beni yadırgamazsınız sanırım. Zira engelli bir yavrusu olan ve günden güne eriyen bir öğrencimizin annesi ağlarken şöyle dua ederken duymuştum.
“Rabbim ne olur evladımın canını benden evvel al.”
Şaşırmış ve birazda kızgınlıkla;
“O nasıl bir dua ablacığım” demiştim. Gözlerinde biriken yaşları mendiliyle sildi ve bana dönerek;
“Hocam ben ölürsem benden sonra oğlumun hali nic’olur” demişti.
Bu sefer ağlama sırası bana geçmiş ve o annenin ıstırabını ve çaresizliği anlamıştım. Ve o dua bir yıl sonra kabul oldu ve o kardeşimiz vefat etmişti. Mekânı Cennet olsun.
Eğitim ve öğretimde sacayağı modeli dediğimiz aile, çevre ve okul üçlemi olmazsa olmazımız olarak öğrencinin hayatını yönlendiren, ona kişilik kazandıran ve hayatını değiştiren en önemli kavramdır. Her ne kadar teknik olarak okul ve öğretmen dersek de eğitim öğretimin ana merkezi ailedir. Huzurlu, eğitimli ve bilinçli ailelerden gelen öğrenciler ile bilinçsiz ve vurdumduymaz ailelerden gelen öğrenciler arası siyah beyaz kadar zıtlık gösterir.
Özel eğitim alanında Uzman Rehber Öğretmen olarak görev yaptığım için bu alanda işler biraz daha ehemmiyet ihtiva etmektedir.
1994-2003 sınıf öğretmenliği ve sonrası özel eğitim içinde yer alan bir eğitimci olarak bu alanda ülkemizin ve ilimizin özel eğitimde ilk ve geldiği durumu sizlerle paylaşmak isterim.
Özel eğitim her şeyden önce ailenin yaşamının tam da içine girmiş olan bir durumdur. Özel eğitim ihtiyacı duyan bir çocuğa sahip olan ailelerimiz kendi çocuklarının eğitiminde en önemli rolü oynarlar. Çocukların daha iyi durumda olabilmesi ya da çok daha kötü hale gelmelerini engelleyebilme adına verilecek en ideal eğitim anlayışının içerisinde ailenin yeri ve yapması gerekenleri eksiksiz yerine getirmesi belki de en kritik konudur.
Kaç yaşında olursa olsun bir bireyin eğitiminde anne-babanın, çocukla yakından ilgilenen kişilerin ve öğretmenlerin eşgüdümlü çalışması önemlidir. Farklı özelliklere sahip çocuklar söz konusu olduğunda ise ev-okul paralelliğinin sağlanabilmesi, çeşitli becerilerin daha hızlı biçimde öğretilebilmesi ve öğretilen becerilerin farklı kişi/durum/ortamlara genelleştirilebilmesi açısından anne-baba ve öğretmenin işbirliği içinde çalışmalarının önemi daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Çocuklarında gelişimsel yetersizlikler olduğunda aileler tüm aile bireylerini günlük yaşama katabilmek için pek çok normal etkinlikte uyarlama yapmak zorunda kalabilmektedirler. Böyle zamanlarda anne-babalar ve kardeşler çocukları için adeta birer öğretmen olmaktadırlar. Onlar, çocukları üzerinde etkili olabilecek durumları kestirebilmeleri nedeniyle, pekiştirme ve ceza tanımlarına uygun olarak, doğal olarak çocuklarını pekiştirebilen kişilerdir.
Seminer ve eğitimler aileyi bilgilendirme ile birlikte o güne kadar ailenin fark edemediği bazı sorunların ve çözümlerinin de gün yüzüne çıkarılmasını sağlayacaktır. Bu süreçle birlikte aile kendi çocuğunu daha da yakından tanıma şansına sahip olmuş olacak ve çocuğun neler yapıp neler yapamayacağının farkına vararak belki de çocuğunu yeniden keşfedecektir. Bu keşif en çok özel eğitim alan çocuğun kendini daha kolay ifade edebilmesine ve çocuğumuzu daha kolay anlayabilmemize sağlayacaktır. Özel eğitim aile ile başlar, aile ile var olur, ailede şekillenir. Bu yüzden etkili bir özel eğitimin en önemli yapı taşı ailedir.
Aile eğitiminde; ailenin, çocuğun durumunun kabulünü sağlaması, ailenin, haklarını ve sorumluluklarını anlamasının sağlanması, aile ile iş birliği yapılması, ailenin çocuğu ile ilgili programları evde uygulamasının sağlanması, aileyi diğer kaynaklar hakkında bilgilendirilmesinin yapılması belirli amaçlar olarak sıralanabilir.
Ayrıca aile eğitiminde şu ilkeleri de göz önünde bulundurmalıyız;
1. Aile eğitimi hizmetleri, her ailenin gereksinimleri ve tercihleri dikkate alınarak bireyselleştirilmelidir. Farklı aile hizmet türü ve düzey seçenekleri oluşturulmalıdır.
2. Her ailenin ve her çocuğun güçlü yönleri vardır. Bu güçlü yönler ortaya çıkarılmaya çalışılmalıdır.
3. Zihinsel yetersizliği olan bireylere yönelik eğitimlerde aile ile empati kurulup hizmet verildiğinde aile eğitimi daha verimli olur.