Günümüzde kadına şiddet adeta hastalıklı bir moda haline gelmiş bulunuyor maalesef. Kadına yönelik şiddet, kadınların fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar görmesine neden olan bireysel, toplumsal ve kurumsal şiddet biçimlerini kapsayan yaygın bir sorundur. Sorunu toplum olarak kabul etmiş gibi görünüyoruz. Sorunun temeline inmeye korkar olduk, sağlıksız bireyler yetişiyor maalesef ve sonuç korkunç. Yukarıda saymış olduğum şiddet türleri toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden ayrılanlar ve kadınların hakları, sağlıklarını, özgürlüklerini tehdit eder. Bir kadın olarak eşitsizlik sağlığımızı ve özgürlüğümüzü tehdit ediyor diyebilirim birçok kadın gibi. Şiddet türelerini açacak olursak; Fiziksel Şiddet: Tokat atma, dövme, itme, yakma veya herhangi bir şekilde kırılması zarar vermek. Peki şu an için en büyük iki sorunumuzdan biri olan kadın ve kadına şiddet nasıl çözümlenebilir neler yapabiliriz. Kadına yönelik sorunların çözümü, toplumsal, hukuki, ekonomik ve psikolojik birçok önlemi özetlenmiş kapsamlı bir mücadele gerektirir. Sorunun kökeninde toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ataerkil normların içerdiği çözüm yolları, çok boyutlu olmalıdır. En büyük sorun aslında bazı kavramları kendi çıkar ve isteklerimiz doğrultusunda anlamamız. Mesela ataerkil kavramını birçok erkeğin ve birçok kadının yanlış anlaması korkunç bir şey. Erkek egemenliğine dayalı toplumsal yapı demekse eğer erkeğin kadına her türlü şiddet uygulamayı kendine hak ve görev edinmesi de oluyor acaba…
Tüm kadınların tek isteği kadına yönelik kirliliğin engellenmesi, ortadan kaldırılması ve durdurulması için ivedilikle yasanın kanunun uygulanabilmesi. Caydırıcı olmalı destekleyici değil tekrar yapabilir desteği vermeden denetimli serbestlik lüksünü ortadan kaldırarak.
Yapılabilecekler;
Hukuki Çözümler ve Yaptırımlar: Caydırıcı Yasalar örneğin Türkiye'de 6284 Sayılı Kanun, İstanbul Sözleşmesi'ne bağlılık, hukuki Destek Hizmetleri: Kadınların hakları.
Eğitim ve Toplumsal Bilinçlenme: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi, Şiddet Karşıtı Kampanyalar Kitle iletişim araçlarıyla şiddet içeren kampanyaları düzenlenmelidir. Örneğin: Aile İçi Eğitim gibi.
Ekonomik Güçlendirme, Psikolojik ve Sosyal Destek Hizmetleri, Kolluk Kuvvetleri ve Adli Süreçlerin İyileştirilmesi, Medyanın Rolü ve Toplumsal Algının Değiştirilmesi, Toplumsal Destek Ağları ve Sivil Toplum Örgütleri gibi kurumların kişilerin ve bizlerin bunları uygulanabilir kılınması için yapacağımız destek çalışmalarıyla gündeme gelebilir ve hatta yine yukarıda belirttiğim basın kanallarıyla bu durumun normalleştirilmesinin önüne geçilebilir.
Sonuç olarak; Şu bana dokunmayan yılan bin yaşasın dönemini kapatıp kadına yönelik şiddet, sadece bir kesimle devam edecek değil, toplumun tamamının sorumluluğunda olan bir sorundur. Eğitim, hukuki düzenli, ekonomik destek ve toplumsal çalışmalar birlikte yürütülmelidir. Toplumda kadının insan haklarına saygı kültürünün yaygınlaştırılarak, kadına yönelik olarak sunulması mümkün olacaktır. Şiddeti önlemede her bireyin, kurum ve sistemin aktif bir rol üstlenmesi gerekmektedir. Dünyada şiddet maduru olan kadınlarla Türkiye’de şiddet maduru kadınların sayısı neredeyse eşit bu bizim ayıbımız ataerkil gibi sıfatlandırmaların altına saklanacak kadar aciz bir erkek toplum damı yaşıyoruz? Bu durumda kimi eğitmeli önce kadın eğitilmeli topluma faydalı çocuklar yetiştirsin, toplumda yanlış giden bir şeyleri eleştirsin, sonra erkek daha fazla hep fazla eğitilmeli ki daz az kadın şiddetin her türlüsünden korunsun. Temel baktığımızda eğitimin ne kadar önemli ve taban yayılması gerektiğini görüyoruz. Peki biz kadınlar neler yapabiliriz arkadaşlar önce kendi gözümüzün açılması için bir şeyler yapacağız. Sonra sağlıklı bireyler yetiştireceğiz. Ama önce kendi sağlığımız için bir şeyler yapacağız. Kadın bir toplumun nabzıdır. Çok ayarlarıyla oynanamamak gerekir.
Kimi der ki kadın,
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir
Kimi der kimi kadın yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir
Kimi der ki hayalimdir
Boynumda taşıdığım vebalimdir
Kimi der ki hamur yoğuran
Kimi der ki çocuk doğuran
Ne o ne bu ne döşek ne köçek ne ayağın ne vebal
O benim kollarım bacaklarım yavrum annem karım kız kardeşim
Hayat arkadaşımdır.
Nazım HİKMET
Ayla gündüz 2 Ay Önce
Fatma hanım hem siz hem Nazım Hikmet o kadar güzel özetlemişsiniz ki emeğinize sağlık
Şükran selvi 2 Ay Önce
Kadınların ve çocukların gülmeyi. Hak ettiği dünyayı. Lütfen Karanlığa çevrilmesin
Hatice OĞUZHAN 2 Ay Önce
Emeğinize sağlık hocam. En kısa zamanda ÜLKEMDE ÇOCUK OLMAK başlıklı yazınızı bekliyorum.