HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN

Hoş geldin 11 ayın sultanı ne çok özlemişiz seni ve çok bekledik kavuşmayı, şükür kavuşturana. Bu kutsal ayın bereketi huzuru ve manevi atmosferiyle dolu günlerin sizlerin ve sevdiklerinizin hayatını aydınlatmasını dileyerek yazıya başlamak istiyorum.

Orucu her gün, 24 saat yaşayan, tüm hareketlerini, söz ve fiillerini oruca göre şekillendirenlerden, orucun amaçlarına uyarlayanlardan olmamızı nasip eder yaradan inşallah. 

Orucun terbiye ettiği doğru mudur? Oruç insanları nasıl terbiye eder? Fikir ve düşüncelerimizi yaşam tarzlarımızı mübarek ay içeresinde şekillendirebilir mi? Bu soruları ve bunun gibi sorular soralım kendimize lütfen. Mübarek ayın icraatlarından en güzeli fitre muhtaca bizimle aynı şeyleri yiyemeyen dosta yardımdır. Allah’ın en güzel emridir. 

Ama mümkünse Ramazan’ın son günlerine bırakmayalım, makbul olan ilk günlerde vermek bu konuda hassas olmamız gerektiğini düşünüyorum. Fakirleri, aç ve yoksulları hatırlamak, açlığı ve yokluğu anlamak, empati yapmak ve böylece varlığa çok şükretmenin yanında, yokluk içinde olanlar için harekete geçmek, onların derdiyle dertlenmek, derdini anlamak ve gidermek için. Bu durum elbette sadece Ramazan’a has bir durum olmayıp, her zaman yapmamız gereken bir husustur ama Ramazan’da fiili olarak, farz olarak, ibadet olarak, yapmak mecburiyetinde olarak, aç kalarak bu duruma vakıf olmak, başka zamanlar unutabileceğimiz bu hususu, Ramazan’da fiili ve zorunlu olarak hatırlamak, farketmek ve gereğini yapmak için.

Şüphesiz oruç farz ibadetlerimizden ve kayıtsız şartsız iman ettiğimiz İlahi emirlerden biridir. Her Müslüman nedenine ve niçinine bakmadan bu emri, bu İlahi emri yerine getirir.

Bu niyet ve temennilerle Ramazanınızı tekrar tebrik eder, orucumuzun, adalete, doğruluk ve dürüstlüğe, insan/ kul hakkı yememeye, ahlaka, sabra, zulme karşı durmaya vesile olmasını, bu ahlak ve inanca, iradeye bizi aracısız, şirksiz ve ortaksız sevk etmesini Yüce Mevla’dan niyaz ederiz. HAYIRLI RAMAZANLAR